27 Ağustos 2012 Pazartesi

BEŞİKTAŞ-GALATASARAY

Dün akşam birbirinden çok farklı 2 yarı izledik.Birinci devre bizim için kabus gibiydi.Golü bile bulmuş olmamıza rağmen,yaptığımız tek şey organize gelen ve defansımızın arkasına atılan her topta gözlerimizi yummak oldu.Beşiktaş'ın en büyük sorunu orta sahanın göbeğinde kaliteli ayaklara sahip olmaması,sahip olduğu kaliteli ayağında aklının sadece duran toplarsa sahada olması.İbrahim Toraman,ilk yarı aldığı her topu olumsuz kullandı desek sanırım abartmış olmayız.Beşiktaş'lılar için büyük bir problemdir aslında İbrahim Toraman.Ben çok açık ve net ifade edeyim geldiği günden bu yana hiç bir zaman oynadığı futbolu beğenmedim,iyi oynadığı maç sayısı bana göre 20'yi bile bulmaz.Onu beğenenler ise futbolunu değil forma aşkını,mücadelesini seviyor.Buna saygı duymuyor değilim tabii ama bu Beşiktaş'da oynamak için bir sebep olmamalı ya da onu koruma altına almak için.Bana göre İbrahim Toraman şu kadro yapısı itibariyle en fazla yedek stoper olmalıdır.Orta sahanın diğer bir dezavantajı Fernandes'in serbest vuruşlar dışında kötü oynadığımız anlarda sorumluluk almaması ve rakibi hiç bir şekilde rahatsız etmemesi.Göbekte gölge markajı dahi yapmıyor,top rakipteyken sürekli toptan uzaklaşma ve mücadeleden kaçmanın peşinde.Geldiği günden bu yana girdiği bütün ikili mücadeler,pozisyondan kısa bir süre önce kendisine faul yapan adama olan sinirden kaynaklanıyor.Yeteneklerini kesinlikle tartışmıyorum ama Beşiktaş'a bunların çok azını verdiği ortada.Üstüne üstük gereksiz yere top saklamaya çalışmaları,dikine gitmesi gereken yerde yana doğru 2-3 adam geçme çabaları maç içinde taraftarı oldukça memnun etse de takım için çok faydalı hareketler değil.Dün akşam maçı kopartabileceğimiz pozisyonda sol tarafa atabileceği basit pas yerine topu eveleyip gebelemesi onu çok iyi anlatıyor aslında.Futbolcular üstünden çok gitmek istemiyorum aslında ama Holosko için bişeyler yazmasam çok ayıp olur.İlk önce Beşiktaş taraftarının Holosko'nun çok büyük bir oyuncu olmadığını kavraması gerekiyor.İkinic olarak çok az yabancı da bulabileceğiniz aidiyet duygusunun Holosko'da olduğunu da.30.000 kişi tarafından s..r git diye tempo tutuldu,ağzını açıp taraftara laf söylemedi.Kiralık gönderildi sesini çıkarmadı,gittiği takımda yine işini yaptı.Şampiyon olduğumuz sene kritik gollere imza attı.Ummadık anlarda çıkıp gölünü attı.Az süre almasına rağmen,uzak forvet oynamasına rağmen ligde 101 maçta 30 gole imza attı.Evet,Holosko savruk bir oyuncudur,ne yapacağı belli olmaz ama bu takımın en azından kadrosunda olması gereken bir oyuncu tipidir.

Maçın ikinci yarısında,Melo'nun oyundan çıkması ve Emre Çolak'ın o bölgeye kaydırlması maçı bir anda Beşiktaş'ın lehine çevirdi.Aslında bu değişiklik Beşiktaş'a 2 avantaj sağladı.Birincisi;Galatasaray orta sahası göbekte hem fiziksel hem de pozisyon bilgisi olarak geride kaldı.İkincisi ise,ilk yarıda sol çizgide iyi işler yapan,devamlı arayan Emre Çolak'tan kurtulması oldu.Tüm bunların üstüne ilerde top tutamayan Mustafa Pektemek'in sakatlanmasından sonra oyuna giren Batuhan'ın hava toplarında ortaya koyduğu hakimiyet ve sırtı dönük servis yapabilme becerisi ibreyi bir anda Beşiktaş'a çevirdi.İlk yarı kale sahasında piknik yapmaya başlayan Galatasaray neredeyse son 10 dakikaya kadar kaleye bile gelemedi.Galatasaray'ın gardının düştüğü dakikalarda her zaman olduğu gibi yine farkı ikiye çıkaramadık.Son toplarda yanlış seçimler,şanssızlık derken Galatasaray yüklenmeye başladı.Bu dakikalarda Holosko'nun yorgunluğu çok göze çaptı.Samet hoca Oğuzhan'ı biraz daha erken alabilirdi top tutmak için.Ya da en azından Necip'i alıp,daha dinamik ve dirençli bir orta saha kurabilirdi son 10 dakika.Yine de Beşiktaş umut verdi,geçen seneden kötü değil bu takım,en azından daha bi Beşiktaş var sahada.Şahsen benim beklentim şampiyonluk değil,lig pozisyonu bu sene için çok önemli değil benim için.

Bu sezon için benim beklentilerim;

-Sene sonu Hasan Türk ya da Necip'i bir sonraki sezon ilk 11 oyuncusu olabilecek potansiyelde bulmak.
-Batuhan'ı milli takım ve Beşiktaş'ın forveti olduğunu görmek
-Veli'nin futbolunu 2 gömlek yukarıya taşıdığını görmek
-Olcay ve Oğuzhan'ın Beşiktaş'ın değişmez adamları olduğunu görmek
-Muhammed Demirci bulmacasının cevaplarını görmek

Bana göre Samet Aybaba'nın bize vermesi gereken 5 madde bu.5'de 4 yapsa bile ben onu başarılı sayarım.

Geçmil olsun Pektemek,çok daha güçlü dönmen dileğiyle.

24 Ağustos 2012 Cuma

İKİNCİ KEZ MERHABA

Geçen sene iş yoğunluğu nedeniyle bir sene ertelemek zorunda kaldığımız yazılarımız,görüşlerimiz bu sene aksamadan devam edecek umarım.

Sezonun ilk maçını geçen hafta tipik,istanbul büyükşehir belediye sendromu ile açmış bulunuyoruz.Bu sene Beşiktaş için konuşulacak çok şey var.Yeni yönetim,yeni hoca,takıma adepte edilmek istenen genç oyuncular ve ne yazık ki olaylar,olaylar.Zamanı gelince bütün bu konulara aklımız erdiği ölçüde değineceğiz.

İlk yazıda değinmek istediğim tek şey var aslında,büyük bir değişme uğramaya başlayan Beşiktaş taraftarı.30 yaşıma girmeme çok uzun yıllar yok,merdiveni dayadım ve son basamak oldukça yakın.Babamın,elimden tutup ilk maçıma gittiğim günü daha dün gibi hatırlıyorum.Beşiktaş-Aydınspor maçıydı ve 3-0 kazanmıştık.O güne kadar hissettiğim sadece Beşiktaş sevgisiydi.Küçücük yaşımda her gördüğüm Beşiktaş gölünde koşa koşa topuma gider ve sevinçten defalarca topa vururdum.O gün maçı statta izlediğimde ise yanlız olmadığımı farkettim.Herkes benim gibiydi,belki de daha fazla seviniyorlardı.Gollerden sonra insanların mutluluğu,birbirine sarılmaları hala gözümün önünde.Yıllar geçti o statta çok güzel günler geçirdik,kötü günlerimiz de oldu.Mesela bir Lazio maçı hatırlıyorum 2-0 yenik durumda ve tur uçup gitmişken bile kupaya uzanmamıza dakikalar kalmışcasına bir tezahürat vardı.Klasik tabirle İnönü yıkılıyordu.Bütün stat tek bir şeyin peşindeydi,Beşiktaş sevgisi.O zamanlar sevinmek için sevmemiştik.

Maalesef son dönemlerde ortaya çıkan yeni bir taraftar profili var.Futbolcuları,Beşiktaş'ın üzerinde görmeye başlayan,kendi alt yapısından yetişmiş futbolcusuna sahayı dar eden,bir hata yapsa da küfür etsem diye bekleyen yeni taraftar profili.Çok çok uzak değil Halilagiç-Fevzi olayı.Belki de şampiyonuluğun kaçtığı o anı çok net hatırlar tüm Beşiktaşlılar.Şimdi böyle bir şey yaşadığımız düşünüyorum,yok yok düşünmek bile istemiyorum.Sahaya dalıp Cenk'in üzerine saldıranların sayısı kaç kişi olur acaba?

Sezonun ilk maçı öncesi tesislere takımı desteklemeye,gençleri motive etmeye giden kaç taraftar var sıfır.Querasma takıma dönsün diye tesislere giden tarfatarları gördüğüm an,sezon başlamadan sezonu kaybettiğimizi anladığım andı aslında.Forumlarda pazar günü maça gideceğim 'Querasma,Querasma oleyy oleyy diye bağıracağım' diyenleri okudukça üzülüyorum,takımın geleceği adına ise korkuyorum.Pazar günü her zaman olduğu gibi yine statta olacağım,elimden geldiğince bu sesleri susturmaya çalışacağım,aklı selim her beşiktaş taraftarından da bu davranışı bekliyorum.Olay burada kesinlikle Querasma değildir,onun takıma faydalı olup olamayacağı değildir -ki bu konuyu da başka bir başlık altında ele almaya çalışacağım-,burada önemli olan sadece ve sadece 'Önce Beşiktaş' gerçeğidir.



19 Ekim 2011 Çarşamba

KIEV MAÇI ÖNCESİ

 Aslında 100 Beşiktaş'lıdan 99'u tedirgin bir şekilde bekliyor maçı.Geçen sene kırılma noktası olan Kiev-Fenerbahçe-Kiev üçgenine bir kez daha giriyoruz ve bana göre oynanan futbol,takımın hali geçen seneye oranla çok daha kötü..Üstelik arada Mersin deplasmanımız var.En azından geçen sene maç kazanabilen,pozisyon bulabilen bir Beşiktaş vardı,bu sene ise saha da içi boş olarak gezen 11 formadan başka bir şey ara ki bulasın..

Bugünlerde,üzerinde en çok konuştuğumuz,forumlarda,bloglarda en çok yaptığımız kendi sistemimiz ve kendi 11'imizi oluşturmak..İlk bakışta,bu oyuncularla çok fazla birşey farkettirmez gibi gözüksede,bence tam aksine eldeki mevcut futbolcuları göz önünde bulundurursak çok şey farkettirir..İlerde Querasma,Simao,oynarsa Guti,Edu ya da Almeida oynadığı zaman takım defansı kafadan 6 kişiye mahkum oluyor..Fernandes ise bana göre takım oyununa   Querasma'dan bile daha uzak,üstelik en tehlikeli olan da Quresma'dan daha hassas bir bölgede oynuyor..Rakibi boğacağımız,oyununu bozacağımız bölgede bizi eksik bırakıyor..Zaten bu takım şartlar ne olursa olsun;Forvet,Guti,Simao,Quresma ve Fernandes 5'lisini kaldırmaz.Kayseri maçı sonrası tecrübeyle sabittir..Takım rakibe ağırlığını hissettirmek bir kenara,rakibi zorlayacak en ufak bir kıpırdanma bile gösteremiyor.

Bana göre ya da benim futbol doğrularıma göre Carvalhal eğer bu takımın hocası olmak istiyorsa bu sistemden,eldeki mevcut kadroya dayanarak vazgeçmeli,sonra da kadroyu yazmaya Querasma,Simao ve Fernandes üçlüsünden değil,yine eldeki kadroya göre konuşmak gerekirse Necip,İsmail,Ernst ve Hilbert 4'lüsünden başlamalıdır..

Gelelim bana göre takımımızın oynaması gereken sisteme ve sebeplerine.Lucescu'nun 100.cü yılımızda oynattığı 3-5-2 sistemi -ki o zaman da çağ dışı olarak nitelendiriliyordu- takımımıza en uygun şablon.Kalede formda olan kalecimiz olsun,çok da farketmez..İki stoperin arkasında hızıyla ve kesici özelliğiyle kesinlikle Sivok oynamalı..Stoper'de Sidnei ve Egemen -ki fizik güçleriyle- ve arkalarında Sivok'un olmasıyla çok daha rahat ve iyi olacaklardır..Aslında 3-5-2'nin en sorunlu yeri sağ ve sol kanatlardır -ki futbol oynadığım 10 yıl içerisinde 4-5 maç mecburiyetten 3-5-2'nin solunda oynamışlığım vardır-Çok iyi bir fizik gücünü,bunun yanı sıra hem defans hem de ofans olarak oyunun her an içinde olmayı gerektirir..Uzun zamandır oynamaya çalıştığımz 4-3-3 sisteminde durum çok farklı değil,bekler zaten önlerinde oynayan kanat oyuncularından destek alamıyorlar..Sağ'da Hilbert,Solda da İsmail oyunu 2 yönüyle oynamayı bilen,ideal futbolcular..Orta ikilide Aurelio ve Necip..Aurelio daha çok ileri çıkan kanat oyuncuların açığını kapatmada kullanılabilir.Bunun üzerine pozisyon bilgisi ve tecrübesiyle,üstelik yaşına rağmen mücadele gücüyle çift ön liberodan biri olmayı fazasıyla hakediyor-tekrar ediyorum,eldeki kadroya göre-Necip ise hem rakip atağa kalkarken süratiyle ve sert stiliyle,rakibi bozan yapısı,rakip defansa çok sık olmasa da topla yaptığı koşularla,herşeyden önce sahada Beşiktaş duruşunun baş mimarı olması gerektiğinden orda olmalı.Çift ön liberonun önünde ne Fernandes ne de Simao olmamalı.Hele bu halleriyle uzak olsunlar.Geldiği ilk günden beri en fazla 2-3 kötü maç çıkartan bana göre takımın kimliğini en iyi yansıtan biri olan Fabian Ernst olmalı..Tamam ben de biliyorum,onun yeri Necip'in yanı ama taraftardan da bu kadar destek bumuşken ve şu anda bu rolü üstlenecek biri yokken,Ernst burada rahatça oynar ve sırıtmaz..Bir Alex performansı beklemiyoruz tabii ki ama Fernandes'den daha çok araya oynayacağına,Simao'dan daha çok koşacağına,basacağına,rakibi bozacağına eminim.İlerde Querasma ve şu görüntüde Edu olmalı..Querasma,bu adamın işi gol atmak ve eldeki kadroyla 4-3-3 ün sağında vermek istediğinide veremiyor,her top onun ayağına yuvarlanıyor ve şapkadan tavşan çıkarması bekleniyor..Sonra, Quresma takım oyunundan uzak..Önce bir bakın her topu ona atanlar ne denli takım oyununa sadık..Eğer o bölgelerde topu onla buluşturursanız,ya bir serbest atış,ya bir korner ya da bir penaltı kazanırsın..Bunlardan biri olmamışsa muhtemelen rakip takım santra yapmakla meşguldür..Zaten burda da bu takıma birşey vermiyorsa ya da veremiyorsa,o zaman ayrılığın zamanı gelmiş demektir..Almeida sakat,Mustafa hazır değil ama sanılmasın ki mecburiyetten Edu,kesinlikle öyle değil..Çift forvette çok etkili olabilecek bir golcu,bakın golcü diyorum ve arkasındayım..Son vuruşlarda.özellikle ceza sahasında yaptırabilirsek,bu adam bu sene çok gol atar..Adamı ilk maçında gol atmasına rağmen,acımasızca eleştirdi herkes..Kayseri maçında sürüklediği topla,ön direğe yapıp,arkaya bıraktığı topla en azından bana kalitesini ispatladı..Ama doğru o pozisyonlar gol olmadı değil mi,ya da Edu'ya milyon dolarlar verilmedi,bir yıldız değil,havaalanında bile karşılanmaya gidilmedi..
            -----------Cenk-----------

        -------------Sivok--------------

   ---------Sidnei--------Egemen--------

     --Hilbert---------------------İsmail-----

            ------Aurelio-----Necip----

    ----------------Ernst-------------

     ---------Quresma---Edu------

               

7 Temmuz 2011 Perşembe

Ersan Gülüm'süz Defans Hattı

Şüphesiz bu resim bütün Beşiktaş'lıları derinden üzdü..Sezon bittiği andan itibaren bütün Beşiktaş'lıların aklında Ersan Gülüm'ün bonservisi konusu vardı..Defans hattında yıllardır aradığımız Türk stoperi bulmuştuk..Oynadığı oyun ile herkesin yüreğine su serpiyordu ki,bize turu hatta bana göre kupayı getiren Trabzonspor maçında sakatlandı ve sezonu kapattı..Yine de kısa zamanda taraftarın gönlünü kazanmayı bildi..Sezon sonunda ikinci bir Mehmet Topuz vakasına doğru mu gidiliyor acaba derken,imzayı atarak hem bizi,hem takımın defans hattını rahatlattı..Egemen Korkmaz,Sidnei,Sivok,Toraman ve Ersan 5 lisinden oluşan stoper hattında,Tayfur Hoca'nın tahtaya yazacağı ilk isimdi..Şimdi Ersan'sız bir 6 ay,belki 1 sezon geçirmek zorunda kalacağız..Bugün gazetelerde çıkan iyi ki Egemen ve Sidnei almışız konuşmalarında haklılık payı olsa da,Tayfur Hoca'nın planlarını alt üst ettiği bir gerçek..Bana göre Tayfur Hoca sağ bekte Toraman,stoperde Ersan yanında Sidnei ve ya Sivok ikilisinden birini solda da İsmail Köybaşı defans kurgusu üzerine kuracaktı takımı..Ersan sakatlandıktan sonra oraya direk koyabileceği bir Türk stoperimiz bu formatta Egemen Korkmaz var,ama Tayfur Havutçu'nun Egemen'i ilk 11 de oynatacağını,en azından sezon başı için düşünmüyorum..O zaman elinde 2 alternatifi kalıyor;Birinci alternatif,İbrahim Toraman'ın stopere geçmesi,bu şablonda sağ bekte oynayacak bir Türk olmadığı için-küçük bir ihtimal Ekrem dışında- Hilbert ya da transfer edilebilecek yabancı bir sağ bek olduğu takdirde,defans hattında 2 yabancı hakkını kullanmış oluyor..Geriye kalan 4 yabancı 1-Ernst ve ya Fernandes,2-Quresma,3-Simao desek ya Guti ya da Almeida açıkta kalıyor..Guti'nin alternatifini Fernandes olarak düşünürsek bu seferde Ernst'e muhakkak forma gözüküyor..Bu format Tayfur Hoca'yı zorlayacak gibi..İkinci alternatif  Toraman'ı sağ bekte tutup Sivok ve Sıdnei yan yana oynatması..Ama bu alternatifde tamamen yukarıda ki nedenlerden dolayı tıkanıyor..Yine sezon başlamadan ilk 11 kurmaya başladık,biz burada yazarken zorlanıyoruz,teknik ekip ne haldedir düşünmesi bile zor..Neyse bekleyelim ve görelim..

MERHABA

Aslında kendi blogumu oluşturmak aklımdan geçen en son şeydi..Ama her zaman olduğu gibi yasaklara karşı içimde ortaya çıkan,engelleyemediğim haykırış,beni kendi blogumu oluşturma noktasına getirdi..'Forma Askı' nasıl bir blogdur?Ne üzerine yazılar yazılır?Öncelikle bu satırların yazarı İnönü'ye her adım atışında,o merdivenlerin bittiği ve stadın yemyeşil çimlerini gördüğü her an,aynı mutluluğu,aynı heyecanı yaşar..Evet bir Beşiktaş'lıdır,belki de fanatiktir-her Beşiktaşlı gibi- ama öncelikle objektifdir..Blog tutar mı,tutmaz mı işin orasını bilemem,aslında çok da önemli değil..Burası benim alanım ve kimse okumasa da yazmaya devam edeceğim..Ara sıra Sinema üzerine yazılar yazıp,iddaa kuponları paylaşacağım.Avrupa Futbolu ve diğer Türk takımları üzerine de yazılarım olacak..Ne diyelim,kendi kendimizi hayırlayalım ilk önce..Yolumuz açık olsun..